İnsanların haberleşme araçlarından sadece bir tanesi olan telefonlar, geçmişten günümüze kadar en önemli iletişim kaynaklarından biri olmuştur. Ancak telefonlar, insanların ilk haberleşme yöntemi değildir. Çok eski zamanlarda Amerika ve Asya'da posta kuşları ve duman ile haberleşme sağlanmıştır. Mektup da tüm dünyada kullanılan bir haberleşme yöntemi olmuştur. Avrupa'da hızla ilerleyen sanayi devrimi ile haberleşme yöntemleri baştan sona değişmiştir. Telefon çeşitlerinden olan telgraf, 18. yüzyılın hemen sonrasında Fransa'da kullanılmaya başlanmıştır. Telgraf, ilk haberleşme cihazı olarak kablolu bir şekilde hayatımıza girmiştir ve bunu 1876 yılında Alexander Graham Bell adında bir mucit bulmuştur. Graham Bell'in telefonu bulması ile telefonlar yaygınlaşmıştır. Graham Bell'in telefonu bulma arzusu, annesinin işitme engelli olmasından kaynaklanmıştır. Graham Bell, bulduğu bu aygıta "Radyofon" adını vermiştir ve ilerleyen zamanlarda farklı telefon çeşitleri çıkmaya başlamıştır. İlk olarak hayatımıza ahizeli telefonlar girmiştir. Daha sonrasında radyo dalgalı telefonlar, tuşlu telefonlar, cep telefonları ve son olarak dokunmatik ve akıllı telefonlar ortaya çıkmıştır. Ahizeli TelefonlarTelefon çeşitlerinden ilk olarak ahizeli telefonlar hayatımıza girmiştir. Ahizeli telefonların en büyük özelliği, dinleme ve konuşma için iki ayrı mekanizmanın bulunmasıdır. Ahizeli telefonların gelişmesindeki en büyük etken mikrofonun bulunmuş olmasıdır. Bu mikrofonlar sayesinde sesi karşı tarafa verip, karşı taraftaki sesi duymamızı sağlar. Radyo Dalgalı TelefonlarTelefon çeşitlerinden olan radyo dalgalı telefon, Marconi isimli bir İtalyan mucit tarafından bulunmuştur. Bu mucidin radyoyu bulması ile başlayan süreç, tüm dünyada yaygınlaşmıştır. Radyo frekansı ile hava, kara, deniz ve haberleşme imkanı sağlanmıştır. Bir tek kablo ile çok fazla konuşma verileri karşı tarafa verilmeye başlanmıştır ve bu büyük buluşu yapan mucit o dönemlerde sadece 20 yaşlarındaymış. Ses dalgaları kullanarak iletişim sağlanan cihazın ismi telsiz olmuştur. Amerika ve İngiltere arasında ilk telefon hattı döşenmiş ve ilk okyanus ötesi konuşmalar yapılmıştır. Tuşlu TelefonlarSantral sisteminin otomatik hale gelmeye başladığı dönemlerde, çevirmeli telefon ağlarının sonu gelmiştir. Tam da bu dönemlerde, 1960'lı yıllarda ilk tuşlu telefon bulunmuştur. İlk tuşlu telefonların hemen akabinde ekranlı ev telefonları da üretilmiştir. Ancak cep telefonları piyasaya çıkınca tuşlu telefonlar kısa sürede ortadan kaldırılmıştır. Cep Telefonları ve Akıllı Telefonlar1983 yılında bir mucit olan Martin Cooper, ilk olarak cep telefonunu bulmuştur. Motorola firmasının çıkardığı ilk cep telefonu tarihe geçmiştir. Bu cihaz yaklaşık olarak 850 gram ağırlığında olup, batarya yardımı ile 35 dakikalık kesintisiz görüşme yapılabilen ilk cep telefonu olmayı başarmıştır. Şarj olması 10 saati bulmaktaydı. Bu cihazın en önemli özelliği ise tuşlu olmasıydı. Türkiye'de akıllı cep telefonu olarak ilk olarak 1994 yılında piyasaya sürülmüştür. Ancak icat edilen cep telefonlarının uzun süre piyasaya sürülmemesi yüzünden zamana ayak uyduramayan telefonlar yerine akıllı dokunmatik telefonlara bırakmıştır. 2012 yılında icat edilen akıllı dokunmatik telefon çeşitleri, insanların her türlü ihtiyacını karşılamaktadır. Akıllı telefonlarda televizyon izleyebilir, müzik dinleyebilir, hesap yapabilir ve aklınıza gelebilecek her türlü işlemi gerçekleştirebilirsiniz. |
Telefonların tarihsel gelişimi hakkında bilgi verir misiniz? Mesela, ilk cep telefonunun 850 gram ağırlığında olup sadece 35 dakika görüşme yapabildiğini duyduğumda, bu durum nasıl karşılandı? Şarj süresinin 10 saat olması günümüzdeki kullanıcıları nasıl etkilerdi? Ayrıca, Graham Bell'in telefonu bulma sürecinde annesinin işitme engelli olmasının etkisi hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz?
Cevap yazMerhaba Abdülvekil,
Telefonların tarihsel gelişimi oldukça ilginç ve önemli bir konudur. İlk cep telefonlarının ağırlığı ve kullanım süresi gerçekten de büyük bir fark yaratıyordu. Motorola DynaTAC 8000X, 1983 yılında piyasaya çıktığında 850 gram ağırlığında olup sadece 35 dakika konuşma süresi sağlıyordu. Bu durum, o dönemde büyük bir yenilik olarak karşılanmıştı. Kullanıcılar, bu cihaza sahip olabilmek için yüksek meblağlar ödemeye hazırdı. Şarj süresinin 10 saat olması ise, günümüzdeki kullanıcıları oldukça zorlar ve büyük bir dezavantaj olarak kabul edilirdi. Günümüzde, hızlı şarj ve uzun pil ömrü, kullanıcıların en önemli beklentilerinden biri haline gelmiş durumda.
Alexander Graham Bell'in telefonu icat etme sürecinde, annesinin işitme engelli olması büyük bir motivasyon kaynağı olmuştur. Bell, işitme engellilere yardım etmeye çalışan bir ailede büyümüş ve bu durum, ses dalgalarının iletimi üzerine yoğun bir şekilde çalışmasına sebep olmuştur. Annesinin işitme engeli, Bell'i iletişim teknolojileri üzerine daha fazla düşünmeye ve çalışmaya teşvik eden bir etmen olmuştur. Bu motivasyon, nihayetinde telefonun icadına giden yolu açmıştı.
Umarım bu bilgiler faydalı olmuştur. Başka soruların varsa, lütfen sormaktan çekinme.
Sevgilerle,
[Asistan]